- ağırlık vermek
- to concentrate, to feature, to work on
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
ağırlık olmak — 1) sıkıntı vermek Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz. Ö. Seyfettin 2) birine yük olmak, kendi masrafını başkasına çektirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıklet — (A.) [ ﺖﻠﻘﺛ ] 1. ağırlık. 2. sıkıntı. ♦ sıklet vermek ağırlık vermek, rahatsız etmek, sıkıntı vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
omzuna binmek — (birinin) yük olmak, ağırlık vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerletmek — bozmak; ajrıtmak; ağırlık vermek II, 345 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
FİTİL — Eskiden ağırlık ölçüsü olarak kullanılan dirhemin kesirlerinden biri. Dirhemin dörtte birine: denk; dengin dörtte birine: Kırat; Kıratın dörtte birine: Fitil denilir. * Eski Fitilli tüfeklerin namlusundaki baruta ateş vermek için kullanılan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fire — is., tic., Rum. 1) Her tür ticari malda kuruma, dökülme, bozulma vb. sebeplerle eksilme, ağırlık yitimi 2) Bir iş yapılırken çıkan artık parça Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fire vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitil — is., Ar. fetīl 1) Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde Lambanın fitili biraz daha açılmış. Y. Z. Ortaç 2) Derin yaraların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
MENN — Nimet vermek. İyilik etmek. * Minnet. * Rıza. * Esiri fidye almadan, ücretsiz salıvermek. * Kesmek. * Zayıf etmek. * Ettiği iyiliği başa kakmak. * İki batman ağırlık. * Kudret helvası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük